Kapadokya’nın Kalbi Narlıgöl
- 4
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
Kapadokya’nın Tek Krater Gölü
Jeolojik olarak aktif bir gezegende yaşıyoruz. Volkanlar hala gezegenimize şekil vermeye devam ediyor. Farkında olmadığımız birçok yeryüzü şeklinin oluşumu tamamen volkanik. Kapadokya’yı Erciyes ve Hasan Dağı’nın oluşturduğunu birçoklarımız biliriz. Üstünde onlarca medeniyetin yaşadığı ve binlerce yıldır kültürlere ev sahipliği yapan bu toprakların oluşumu tamamen volkaniktir. İşte Kapadokyanın Kalbi, Kapadokyanın tek krater gölü, Aksaray’ın Narlıgölü bu jeolojik mirasın bize en güzel hediyelerinden biri.
Onu ilk gördüğüm günü hatırlıyorum. Güzel bir Pazar günü babamla birlikte dolaşmaya çıkmıştık. Sana bir sürprizim var demişti. Güzelyurt’tan Derinkuyu’ya giden yola çıktık. O zamanlar pek bilinmediği için sağda tabelası bile olmayan bir yola döndük. Bir tepeye tırmanan toprak bir yoldan ilerledik. Tam tepeye ulaştık derken aniden durduk. Ve o nazar boncuğu gibi pırıl pırıl karşımızda duruyordu. Sanki bir mucize gibiydi. Bozkırın ortasında adeta bir vaha Narlıgöl.
Narlıgöl; deniz seviyesinden 1365 m yükseklikteki dağlık bir arazinin ortasında, 2500 metrekarelik bir alana sahip bir göl. Derinliği ölçülebildiği kadarı ile 70 – 90 m civarında. Daha derin olduğunu söyleyenler de var. Yanına geldiğinizde sudan çıkan kabarcıkları görürsünüz. Oval ve pürüzsüzdür. Şanslıysanız ve rüzgâr gölü uyandırmamışsa, tıpkı bir aynaya benzer. Ona yukardan bakarken bu güzelliği fotoğraflamak istersiniz. Ama bir türlü fotoğrafa sığdıramazsınız.
Narlıgöl Piknik Alanı
Gölün sizi karşıladığı yerde bir süre temiz havanın tadını çıkarmanızı öneririm. Sonra solunuzdaki yoldan aşağıdaki göl kıyısına kadar inmeniz mümkün. Aşağıda çamlık bir alan bulunmakta. Burada rahatlıkla piknik yapabileceğiniz bir alan var. Ancak ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz imkanlar kısıtlı. Örneğin yanınıza su almanızı öneririm.
Narlıgöl’e yapılası en keyifli gezi güneş doğmadan yaklaşık 1 saat önce orada olmaktır. Hani gün doğumunu unutulmaz kılan yerler vardır ya, işte onlardan biri de Narlıgöl’dür.
Güneşin doğuşunu izleyebilmek için gün doğumundan yaklaşık 1 saat önce gölün batısında bulunan dağa tırmanmanızı öneririm. Hatta yanınıza kahvaltılık bir şeyler de alırsanız tırmanış sonrası çok keyifli bir kahvaltıyı kaçırmamış olursunuz. Şafak sökerken Narlıgöl’ün etrafındaki doğa yavaş yavaş uyanır. Ve kuşlar güneşi her zamanki gibi en güzel şarkılarıyla karşılarlar. Gökyüzündeki bulutlar belirmeye başladığında gölün yüzeyi sizi karşılar. O bu açıdan tıpkı bir kalp şeklini almıştır. Narlıgöl’den Kayseri’de bulunan Erciyes Dağı’nı görmek, izlemek mümkün. Özellikle gün doğumunda muhteşem bir görüntüsü var.
Artık onun bu güzelliğini yaşayabilirsiniz. Ve insan yaşadığı bu güzelliği fotoğraflama hakkına sahiptir. Eğer rüzgarsız bir gece bitimine rastlarsanız gölün yüzeyinde günün ilk ışıkları belirmeye başlar. Bu büyülü dakikalar her ne kadar kısa sürse de zirvelerde güneşi karşılamak dünyanın en güzel duygularından biridir.
Gün doğumunu izledikten sonra bulunduğunuz tepede gün başlamıştır ama güneşin ilk ışıkları çanağın ortasında kalan Narlıgöl’e düşmemiştir. Hemen aşağı inmenizi ve güneşin doğuşunu oradan tekrar izlemenizi tavsiye ederim.
Göl kıyısında yapılan hoş bir yürüyüşten sonra gölün güneyinde yer alan yeşil alanı geçerek oradaki peribacalarını dolaşmalısınız. Gölden biraz peribacalarına doğru ilerlerseniz bir zamanlar insanların buralarda bir yaşam alanı oluşturduğunu fark edersiniz. Buranın Kapadokya Krallığı’nın yazları kullandığı bir yer olduğunu söyleyenler var. Bu bölgede yeraltı şehirleri ve eski yerleşim kalıntıları var. Buradaki kiliseler M.S 10- 12. yüzyıllara kadar uzanıyor. Kısacası Narlıgöl tarihe de tanıklık etmiş bir göl. Karların eridiği ilkbahar aylarında peri bacalarının arasından akan minyatür bir şelale görebilirsiniz.
Narlıgöl sadece yaz aylarında değil kış aylarında da ayrı bir güzelliğe sahip. Kış aylarında yoğun kar yağışı gerçekleştiği zamanlarda Narlıgöl adeta bir nazar boncuğuna benzer. Ancak bu güzelliğin ne kadar süreceği konusunda ciddi endişelerimiz de var. Onu ilk defa on iki yıl önce görmüştüm. O zamanlar kıyısı şu anda bulunduğu yerden çok daha ilerdeydi. Aynı hızla çekilmeye devam ederse önümüzdeki 15-20 yıl sonunda onu kaybedebiliriz.
Birçok insan şimdilerde ona uğramadan geçmiyor ve orada hafta sonu keyfi yapıyor. Göl kıyısında biraz kirlilik var. Böylesi güzel bir yeri kirletmeye insanın içi nasıl el verir bilmiyorum ama üzücü olaylar hala devam ediyor. Bazı ziyaretçiler temizliğe hiç önem vermiyor. Neyse ki devletin özverili kurumları ve duyarlı insanlar elinden geleni yapıyor.
Narlıgöl’de termal kaynaklar var. Buraya yapılmış iki otelden birisi aktif durumda. Diğeri 2020 yılı itibarı ile kapalı. 65 derecelik suyu ile sedef, romatizma ve bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği biliniyor. Gölün suyu sodalı olduğu için oldukça farklı hisler uyandırıyor. Gölün suyuna ben de girdim. Ama bütün krater gölleri gibi yüzmek tehlikeli. Göle girip yüzmeyi tavsiye etmiyorum. Bu riski almayın.
Narlıgöl’e Nasıl Gidilir?
Göle Aksaray – Derinkuyu yolundan ulaşım çok rahat. Göl Aksaray’a Güzelyurt Yolu üzerinden 55 km uzaklıkta. Narlı Göl Niğde’ye Derinkuyu üzerinden 80 km, Çiftlik yolu üzerinden 63 km uzaklıkta. Derinkuyu’ya 28 km uzaklıktaki gölün Nevşehir merkeze olan uzaklığı ise Derinkuyu yolu üzerinden de Acıgöl üzerinden de 58 km. Harita bağlantısını aşağıda bulabilirsiniz.
Nar Köy içerisinden ulaşılan bir dağ yolu ile gölün üst kısmına araç ile çıkmak mümkün. 4X4 araçlar ile daha rahat çıkılıyor. Bu alandan kalp şeklini almış halini görebilirsiniz.
Bir çoklarlımızın yerini bile bilmediği bu güzellik hemen yanı başımızda. Doğanın bu güzel nazar boncuğunu ya da diğer adıyla Kapadokya’nın Kalbi’ni mutlaka ziyaret edin. Sevgiler, selamlar ve bol ışıklı günler.