Göbeklitepe – 12 Tepe

Dünya Tarihinin En Büyük Mirası

Dünya tarihinin en önemli kalıntılarının ülkemizde olması hiç şaşırtmıyor beni. Mezopotamya’nın dünya medeniyet tarihi için ne kadar önemli bir yer olduğunu uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bütün Anadolu nasibini almıştır bu zenginlikten. Alacahöyük, Çatalhöyük gibi çok meşhur olmuş höyüklerimizin yanında henüz çözemediğimiz Aşıklı Höyük gibi insanı şoka uğratan dünya tarih değerlerinin tamamı topraklarımızda. Bu kadim topraklar her devrin bir hatıra defteri gibi. 

Göbeklitepe Kazı Alanı

Dünya tarihinin en uzun ve karanlık çağı olan Paleolitik Çağ döneminden kalma çok önemli bir değeri, Göbeklitepe’yi geziyoruz. Milattan Önce 12000 yılına ait dünyanın bilinen en eski dini yapısı. Tüğler ürpertici değil mi? Şanlıurfa ülkemizin hem inanç tarihi açısından hem de arkeolojik açıdan en önemli illerinden. Göbeklitepe, yeni ismi ile 12 Tepe, Şanlıurfa’nın 22 km kuzeybatısında yer alıyor. Haliliye İlçesi Örencik Mahallesinde bulunan Göbeklitepe yerleşkesine gitmek için yol gayet düzgün. Ama önce bir tavsiyem var. Göbeklitepe’ye öyle hemen gitmeyin. Göbeklitepe’yi anlamak için meşhur söz geçerli; “Eğitim şart!”

Göbeklitepe

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi

Lise yıllarımda hayalimdi arkeolog olmak. Halen de çok merak duyarım arkeolojiye. Ülkemizde yaşayıp merak duymamak için bir çok şeyi bilmemek gerek zaten. Bunları bilip de arkeolojiye merak salmamak mümkün değil. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Antalya Müzesinden sonra beni en çok etkileyen müze oldu. Mükemmel bir sistemi var. Sesli anlatım için kulaklıkları bilet gişesinden alabilirsiniz. Eğer müze kartınız yoksa buradan çıkarmanız mümkün. Çünkü hem burayı hem de Göbeklitepe’yi gezerken ödeyeceğiniz ücretten daha azına bir müzekart alabilirsiniz. Üstelik Türkiye’deki onlarca ören yerini ve müzeyi gezmek için bütün yıl geçerli olacak .

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi sizi 2 Milyon yıl önce başlayan Paleolitik Çağ (Kaba Taş – Yontma Taş) döneminden başlatıyor. Ve müze sanki bir tarih şeridinin içinde yürüyormuşsunuz gibi sizi geçmişten günümüze doğru gezdiriyor. Evet, sizi müze gezdiriyor. Sesli anlatım için kulaklık uygulaması olduğundan eserlerin açıklamaları uzun uzun yazılmamış. Her şeyin ismi ve numarası yazıyor sadece. Ayrıntılı bilgi edinmek için kulaklık almanız şart.

Müzede dünyanın bilinen en eski insan heykeli olan Balıklıgöl Heykeli, Göbeklitepe ve Nevali Çori’ye ait tarihi eserler yer alıyor. Nevali Çori (MÖ3000) ’den çıkan eserler ile bu tarih şeridi de Doğu Roma tarihine kadar gelerek tamamlanmış.

Balıklıgöl Heykeli – Urfa Adamı – Dünyanın İnsan Şeklinde Yapılmış İlk Heykeli

Canlandırma amaçlı mumdan heykeller harika. Kim yaptı bilmiyorum ama sanki canlılar ve zaman onlar için durmuş Siz de onlara bakıyorsunuz. Bu müzeyi kesinlikle gezin.

Şanlıurfa Müzesi Canlandırma
Şanlıurfa Müzesi Canlandırma

Düşünün ki dünyadaki en eski yazılı metin olan Gılgamış Destanı’nın yazılı olduğu kil tabletleri görmeniz mümkün. Oyuncak taş arabalar ve sizi şaşırtacak diğer eserler de cabası.

Gılgamış Destanı yazılı bir kil tablet.

Biz Göbeklitepe’yi anlamak ve oradan çıkan eserleri görmek için özellikle gittik. Göbeklitepe’den çıkan eserleri görmek tarih edilir cinsten değil. Mesela doğum yapan kadın çizimi burada sergileniyor.

Doğum yapan kadın – Şanlıurfa Müzesi Göbeklitepe Bölümü

Göbeklitepe’nin aslının aynısı bir kopyası da var burada. Taşların büyüklüğünü anlamak için bu kısmı gezmek şart. O devasa taşların MÖ 12000 yılında nasıl dikildiğini de düşünmeden edemiyorsunuz. Kimler geldi kimler geçti bu topraklardan? Nice medeniyet, nice insan, nice hatıra yaşandı şöyle bir düşününce.

Müzeyi sindire sindire gezin. Öyle 1 saatte çıkmayın müzeden. Tam anlamı ile müzeyi gezmek ve anlamak için birkaç saat ayırmalısınız. Müzenin çıkışında hatıra eşyaları satan market oldukça iyi. Fiyatları da gayet makul. Göbeklitepe ile ilgili hatıra eşyaları buradan alıp tekrar orada kalabalıkta almaya uğraşmayın.

12 Tepe / Göbeklitepe’ye Ulaşım

Şimdi müzeden çıkıp yola düşüyoruz. Göbeklitepe 22 km ama müzeden Şanlıurfa’nın çıkışına ulaşmak için kat edilen mesafe ile toplam 27 km yolumuz var. Trafik durumuna göre yarım saat veya 40 dakikalık bir yolculuk bekliyor bizi. Göbeklitepe’ye ulaşınca hemen yerleşkeye tırmanmayın. Yine burada da hazırlanmış mekanlar var. Göbeklitepe’yi hissettiren sinematografik bir barkovizyon gösterisi alanı ve sinevizyon bulunuyor. Mutlaka döngüleri izleyin.

Bu noktadan yukarı bir yürütüş yolu bulunuyor. Bu yoldan 20 kişilik minibüsler ile sizi 1 km uzaktaki Göbeklitepe’ye götüren araçlar var. Ama biz yürümeyi tercih ettik. Yürüyüş hem çok keyifli hem çok daha sağlıklı.

Göbeklitepe yerleşkesine bir asma platformdan giriliyor. Höyüğün üstü mimari bir sanat eseri ile kapatılmış. Sanat eseri diyorum, dememek mümkün değil.

Ve işte orada. Bundan 14 000 yıl önce yaşamış insanlar tarafından yapılmış dünyanın en eski tapınağı. Avcılık, toplayıcılık yapan ve yerleşik hayata geçmemiş insanoğlu bu devasa taşlara inancını kazımış. Hatta kabartmalar yapmakla kalmamış doğrudan taşla tümleşik heykeller yontmuş.

Burası büyüleyici bir yer. Büyüsüne kapılmamak elde değil. Büyü demişten Atiye Dizisi’ni unutmamak lazım. Buranın ve hatta bütün Anadolu’nun o eşsiz tarihine fantastik bir dokunuş için izlemek şart. Muhteşem oyunculuklar, muhteşem senaryo, muhteşem kurgu ve muhteşem bir çekim ortaya harika bir dizi çıkarmış. Ülkemizin tanıtımı için çok güzel bir yapım olmuş. Artık kuru kuru tanıtım filmi çekenler de biraz yol görmüş olur diye düşünüyorum. Çünkü kimse tanıtım filmlerini izlemiyor. Şahsen ben katlanamıyorum.

Tekrar kendimize gelelim. Tepenin etrafını dairesel şekilde dönen bir balkon ile dolaştığınızda geldiğiniz yola geri dönüyorsunuz. Böyle yapmayın. O daireye girdiğiniz noktadan tekrar sola dönerek tepenin üst kısmındaki yatıra çıkan küçük patikayı takip edin. Atiye’deki yatır ağacı bu. Tepe ile ilgili bu kazılar yapılmadan önce de burası insanların ziyaret ettiği ve bir takım dileklerde bulunduğu mistik bir yer. Çok farklı bir enerjisi var. Burada biraz oturun.

Havasını soluyun bu coğrafyanın. Dile kolay 14000 yıl önce de burada biri aynı havayı teneffüs ediyordu. 14 000 yıl, her anne baba 20 yaşında çocuk sahibi olsa 700 anne ve baba öncesi. Neredeyse 1000 kuşak geçmiş. Onlar kimdi ve biz kimiz?

Artık dönüyoruz. Ve dönerken bir şeyi çok iyi biliyoruz. Hayat çok kısa. Ve Ömer Hayyam’ın  “Hayat kısa insanoğlu. Kesildikçe yeşeren otlar gibi yeşeremeyeceksin bir daha.” sözü. Şanslıysanız ilkbahar da gezersiniz burayı. Nisan sonu mayıs başı gibi tabiat artık kuruyor. Her mevsimi ayrı güzel memleketimizin elbette ama baharın çiçekleri bir ayrı yakışıyor buraya.

Yeni yollarda, yeni yerlerde görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın. Bol ışıklı günler.

Göbeklitepe’ye Nasıl Gidilir?

12 Tepe’ye nasıl gidilir?

Erdem Zengin’in Udemy Platformu üzerinden Sıfırdan Uygulamalı Fotoğraf Kursu hakkında daha fazla bilgi almak için TIKLAYIN

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başka Yazı Yok